AKADEMİK UNVANLARLA BİRLİKTE KULLANIMI “BOL-AT” YAKIŞTIRMASINI SAYGIN BİR MOTİF YAPAR MI?
Efendilik için son sınav; kendisine hiçbir çıkar sağlamayacak insanlara karşı saygıda kusur etmemektir. ÖRNEĞİN: Rahmetli Koray ÖZBAY’ ın annesine. SORU: SİZ EFENDİ BİR İNSAN MISINIZ? PROF. DR. BOL-AT
Biz size alıştık da hiç olmaz ise 2023 genel kurul toplantısında Türk Hava Yollarının hissedarlarına doğruyu söyleseydiniz. Aslında bu konuya geri dönmek istemezdim. Zira 31 Temmuz 2023 tarihli yazımda bu konuyu sizlere en ince detayına kadar anlatmıştım. Yazının Başlığı “KORAY ÖZBAY İÇİN “THY’nin tepesindeki profesörün” ACIMASIZ VE HAKİKAT DIŞI BEYANI” (Hatırlamak isteyenler ve bu konuda bir hafta önce yorum gönderenler için: TIKLAYIN).
Evet “THY’ nin tepesindeki Profesör” Genel Kurul Toplantısında bunları anlatmış ve konuşmasının sonunda Müteveffa Koray Özbay’ın ailesini arayarak araştırma sonuçlarını kendilerine ileteceklerini Genel Kurul katılımcılarına ifade etmişlerdi. Toplantı raportörünce tabii ki bu konuşma / özeti tutanağa geçmedi. Muhtemelen Toplantı Başkanı “THY’ nin tepesindeki Profesör” uygun görmemiş vede THY tarafından sorulara yazılı olarak verilen cevaplarda da bu konuya değinilmemişti.
Evet bugün 27 Mayıs 2024. Bay Bolat’ın bu konuşmasının üzerinden tam 1 sene, 2 ay, dört gün geçti. 2023 Ağustos ayı sonuna doğru rahmetli Özbay’ın annesini aramış isem de kendisi ile temas kuramamıştım. Babası kendilerini Türk Hava Yollarından kimsenin aramadığını söylemişti. Ben yine de muhtemelen annesini aramışlardır diye düşündüm. Ve maalesef annesinden de aynı cevabın alındığını konuyu takip eden bir gazeteci arkadaşımızdan 20.5.2024 günü öğrendim.
Muhterem Genel Kurul Toplantısı Başkanı ve THY’ nin tepesindeki Profesör. Siz neye saygı duyarsınız? Mahkeme kararlarına saygı duymadığınızı öğrendik. Böylesine büyük bir acı yaşayan aileye de acısına da saygı duymadığınızı ortaya koydunuz. Bu kez de yalan demeğe dilim varmıyor ama şirketinizin hissedarlarına da yapmayacağınız / yapamayacağınız bir şeyi söylediğinizi de gördük. Sizce bu davranışa ne isim verilebilir ki?
Cevaplamayacağınızı hepimiz biliyoruz. “Ben aileyi araması için falan Başkanıma talimat vermiştim. O şimdi yok(?). Aramamış” Bu size yakışan bir cevap olurdu?
Biz size Yönetim Kurulu Başkanı olamazsınız demedik. Her şeyin Başkanı olabilirsiniz. Vicdanlı bir insan olabilmek ise çok başka bir şey. Size yazıklar olsun diyorum Sn. Profesör. Bugüne kadar bir okurun sizin için öngördüğü BOL-AT yakıştırmasını yazılarımda hiç kullanmamıştım. Koray Özbay ile ilgili yukarıda yer alan bilgiden sonra yazılarımda isminizin geçtiği yerlerde “PROF. DR. BOL-AT” kullanılacak. Evet, yazıklar olsun size PROF. DR. BOL-AT.
TÜRK HAVA YOLLARI GENEL KURULU YAPILDI.
Yine bir tiyatro oyunu sahnelendi sektörümüzde. THY Genel Kurul toplantısı. Baş roldekiler aynı. “Prof. Dr. BOL-AT” için 3 sene için THY’ deki görevinin sürekliliğinin garantisini veren büyüğümüz sözünde durdu. Ve de mutluyuz ki (?) “Prof. Dr. BOL-AT” bir süre daha Türk Hava Yollarımızı aydınlatacak. Evet: kurumun en tepesinde oturmayı sürdürürken bugüne dek olduğu üzere siz çalışanların psikolojisini negatif yönde etkileyerek sizin ve ailenizin hayatındaki stres seviyesini gereksiz yere yükseltme gücüne sahip bir tepe yöneticiniz olarak sizlerle birlikte (?) yanınızda (?) olacak. Ya altındaki yöneticiler. Michel Foucault’ un söylediği gibi. Bir toplulukta herkes birbirine benziyorsa orada kimse yok demektir.
Bu arada toplantı katılımcısı hissedarların masalarında bulunan mikrofonların kaldırılmasını nasıl yorumlarsınız bilmem? Ama korktuğumuz gibi olmamış ve söz isteyen katılımcılara mikrofon götürülerek konuşmaları sağlanmış. Söz haklarına tecavüz edilmemiş. Sualler toplantıda cevaplanmamış ve şimdiye dek yapıldığı üzere yazılı olarak cevaplanacağı bildirilmiştir. Bir önceki toplantıda istihdamla ilgili kritik soruların THY tarafından yazılı olarak “İlgili husus Ortaklığımız İnsan Kaynakları Politikası ile alakalı olduğundan Genel Kurul gündemiyle bir ilişiği bulunmamaktadır.” şeklinde cevaplandığı hatırlardadır. 24 Mayıs 2024 toplantısı sorularının cevaplanması konusunda da farklı bir sonuç beklenmemelidir.
Ben THY’ deki Basın ve Halkla İlişkiler başkanlığından ayrıldıktan sonra THY’ nin hiçbir Genel Kurul Toplantısına iştirak etmedim. Aslında o zamanlarda görevli olarak bulunuyordum toplantılarda. Daha sonra bu konudaki yazıları nasıl yazdım diye soracak olursanız, toplantıları ses kaydına alan bir arkadaşım izliyordu. Ayrıca arkadaşım Bilal Yıldız bildiğiniz üzere THY hissedarı olarak takip ederdi Türk Hava Yollarının bu özel gününü. Ve de bana da
Anlatırdı. O sırada kendisi bir yerde yazı yazmakla uğraşamayacak kadar meşguldü. Ben anlatımlarını özetler ve sizlere bu konuda seslenirdim. Şimdi ise Airporthaber’ de yazdığı için kendisini arayıp olanı biteni sormayı uygun bulmadım. Kendisi mutlak söz konusu toplantıyı en dikkati çekici hususları ile köşesinde okurlarına yaşatacak ve her zamanki gibi THY tarafından cevaplanmayan veya cevaplanamayan sorularını paylaşacaktır. Eğer yayımlarsa ben de sizinle birlikte zevkle okuyacağım.
Devam eden bilgi de hata varsa affedin. Evet, Genel Kuruldan ibra edilmeyi bekleyen “Prof. Dr. BOL-AT” yine Genel Kurul toplantısı Başkanı seçilmiştir. Toplantı yazmanı da mevzuata uygun olarak “Prof. Dr. BOL-AT” ın seçtiği mutlak. Ekseriyet yine Devlet hissesini temsil eden kuruluşun görevlisindedir normal olarak. Tek bir oyla sağlanan ekseriyet. Vb. Vb.
THY’ NİN TEPESİNDE OTURAN AKADEMİK UNVANLI ŞAHSA SAYGI DUYMAK HER BABAYİĞİT’İN YAPABİLECEĞİ BİR İŞ DEĞİL.
İlker Aycı beyin ayrılışını takiben THY çalışanları, kendilerine sarılacak bir tepe yöneticiyi siyasi inanışını dikkate almadan kucaklamaya, sevmeye ve saymaya hazırdılar. Bir önceki dönemde o kadar yıpranmışlardı ki. Ama yine de olmadı. Sevemediler ve kendilerine saygı duyamadılar. Tabii çalışanların tümünden bahsetmiyorum. Göreve gelenden bir şekilde sebeplenenler dışında kalanlar tabii ki.
1) İnandığı şeyin arkasında duramayan liderlere güvenmek ve saygı duymak zordur. Çalışanlar ortamla birlikte liderlerinin tarzını izler, gözlem yapar, kendilerini ve tutumlarını ona göre ayarlarlar. Tepe yöneticinin kişisel özelliklerini iş yerine nasıl yansıttığı, çalışanların güven anlayışını ve diğer davranışlarını hali ile etkiliyor. Ve de çalışanlar bir konu dışında tekrarlıyorum” bir konu dışında” Prof. Dr’ BOL-AT’ ın un neye inandığını anlayamadılar.
2) Gizli saklı işler: Politik kurnazlığa sahip liderler, çevrelerine sinsi ve sahte bir insan izlenimi verebiliyor. Çalışanlar başlarında daha az politik ve daha fazla sonuca odaklanmış, hedefleri tutturmaya yakın bir tepe yönetici görmek istiyordu. Kurnaz ve politik olabilmek bir tepe yönetici için önemli olsa da bunu iş yerinde çalışanlarına fazlaca, açık ve net biçimde hissettirmek, bir gizli gündemin olduğu hissini yaratmak fazlası ile zararlı. Fakat kurnazlığın ve becerinin asıl amacı liderin inandığı politik sistemi destekleyen çalışanları diğerlerinden ayrıştırarak korumak ve kayırmak olduğu anlaşılırsa, bunun takımdaki ahengi ve güven hissini anında tarumar edeceği mutlak. Etti de. Ve de çalışanların bir bölümü bu çirkinliği yaşadı. Sonuç ortada.
3) Gizli gündemler, yapılan her gizli işin Prof. Dr. BOL-AT ve şürekası ile aynı siyasal görüşte olanlara fayda sağlama yönünde olabileceğini düşündürdüğü için sonuçta menfi etki yarattı. Tepedeki sadece kendi işlerinin yolunda gittiğine emin olurken, çalışanların ve genel olarak organizasyonun sağlığını daha az düşünüldüğünün anlaşılmasının ortamı yıpratıcı etkisi çok hızlı ve büyük oluyor. Ve oldu da. Ayrıca Prof. Dr. BOL-AT ve şürekasının bencil davranışları sonucunda egolarının ön plana çıkmış olduğu da aşikâr.
4) Çalışanlar bir yönetici hakkında olumsuz konuşmaya başladıkları zaman, bu durum o yöneticiye güven duyulmasını engeller. Her liderin bilmesi gereken bir şey var. Sürekli değerlendiriliyorlar, hiç durmadan değerlendiriliyorlar. Dolayısı ile kendini beğenmiş gibi görünme hakları yok. Bunu Prof. Dr. BOL-AT ve şürekasına anlatmak tabii ki mümkün olmadı. Tümü kendilerini tedavüldeki en iyi yönetici olarak görüyor. Buda çalışanların sevgisizlik duygularını nefrete dönüştürdü.
5) Bir konuda farklı şeyleri söyleyen bir yöneticinin vereceği kararlara ne kadar güvenebilirsiniz? Veya bir süre sonra daha önce söylediği bir hususun tersini ifade eden birine. İnsanlar davranışlarında aynı tavırları sergileyen, tutarlı insanlara güvenme eğilimindedir. Yaklaşımlarında ve tavırlarında tutarlılık gösteren bir lidere güvenmek daha tabii daha kolaydır. Bu yüzden tepe yönetici bir yandan liderlik özelliklerini tazelerken diğer yandan tutarlı kalabilmeyi başarmak zorundadır. Liderlik özelliklerini tazelemek zor bir konudur. Kendini fazlası ile beğenen kişilerin ki Prof. Dr. BOL-AT bu yaradılışta olup kendi üzerinde bu tür iyileştirme ve tazeleme çalışmaları yapmasının imkan dahilinde olduğunu düşünebilmek mümkün değildir.
6) Liderler işin akışını yönettiği gibi aynı zamanda işin içine de girmelidir. Lider projeyi dışarıdan yüzeysel olarak
takip eder ve elini taşın altına sokmazsa, çalışanlar liderlerinin bu işte yapılması gerekenlere yeterince hâkim olup olmadığını projeyi iyi bilip bilmediğini sorgulamaya başlar. Çalışanda şüphe tohumları filizlenmeye başlar. Yöneticinin her işin detayını bilmesini bekleyemeyiz ama 21. yüzyıl liderleri organizasyonlarındaki işlerin ucundan bir şekilde tutmalıdır. Prof. Dr. BOL-AT bunu uygulamıştır. Ancak hepten yanlış uyguladı ve her işe müdahil oldu. Kaldı ki hazırlıksız yakalandığı zamanlarda verdiği beyanatlara, verdiği sözlere de haliyle sahip çıkamadı ve sözlerinin arkasında duramadı. Örneğin THY için çok önemli olan bir konuda yaptığı açıklamanın üzerinden aylar ve aylar geçmesine rağmen, konuyu bir kez daha ağzına almadı ve bu konuda tek bir adım atmadı.
7) Har safhada, istihdam sağlamadan, nakil, tayin ve terfi uygulamalarında ve diğer konularda insan ayrıştırmayı benimsemiş, belirli bir zümreye hizmet etme anlayışı ile çalışan bir ekibin başı olmak, kendi şahsi hataları bir tarafa tepedekini ekibin yaptığı tüm yanlışlıklara da sahip çıkma durumunda bırakır. Yaptıkları hatalardan ötürü altında yer alan yöneticileri cezalandıramaz, şirketten uzaklaştıramaz, zira onlarda kendisi ile aynı siyasi düşünce de olan ve genel bir uygulama olarak kabul edilen ayrıştırılma zincirinin bir parçası olarak şirkete girmiş kimselerdir. Bu noktada Prof. Dr. BOL-AT acizdir. Hatta astlarının onu yönettiği de sıklıkla konuşulmaktadır.
8)Bir yönetici için en küçültücü hususların başında sistemi ispiyonla yönetmek gelir. İki uçucu personelden biri olun ve kokpit’ de bir uçağı yönettiğinizi düşünün. Arkanızda 300 yolcu bulunsun. Ve de yanınızdaki şahsın sizin görev esnasındaki tutumunuzu üst yönetime bildirmekle görevlendirilmiş olsun. Veya aynı ünitede görev yaptığınız bir arkadaşlarınızın sanal medya paylaşımlarınızı göz altına alıp, bir Genel Müdür Yardımcısına raporlaması size nasıl bir duygu yükler. Hele bunun sonucunda işinizden olmuşsanız. Vb. Vb. Bu konuda onlarca örnek sıralamak mümkün. Evet, Prof. Dr. BOL-AT ve şürekasının bu yönetim tarzını sistemleştirdikleri bilinmektedir. Dedikodusu fazla olan, şirketle ilgili en basit konuya bile anlaşılmaz bir şekilde “Gizli “damgası vurulan iş yerlerinde ispiyon hali ile tepe yapacaktır. Buna neden / sebep olanlar ise ispiyona itibar edenlerdir.
Prof. Dr. BOL-AT’ı ve şürekasına saygı göstermek zor iştir. Bu saygıyı gösterme çabasındayken insanlar kendilerinden, insanlıklarından, inandıkları çok şeyden vazgeçme durumunda kalırlar / kalacaklardır. Tabii ki onları ne ısrarla söylediklerimiz ne de başkalarının görüşleri etkilemeyecektir. Yönetimin kendilerine sağladığı / sağlayacağı faydaları düşünen İnsanların da istediklerine inanma ve istediklerini benimseme haklarının olduğu açık olup bu hususta tabii ki serbesttirler. Herkes başkasını / başkalarını akıllarınca yüceltirken kendisine kötülük yapma hakkına da sahiptir. Evet, bazı insanlar prensipleri için siyasi görüşlerini değiştirir, bazıları ise mensubu oldukları siyasi kuruluş için insani prensiplerini değiştirir. Bizimkiler galiba ikinci gruptan.
Yorumlar Tüm Yorumlar (56)