19 Ekim 2015, Pazartesi
Servet BAŞOL
Servet BAŞOL [email protected]

NATO’ya Uçak Seçimi



Yıllarca Lockheef F-104G Starfighter, NATO hava kuvvetlerinin belkemiğini teşkil etti. Yetmişli senelerin ortasında artık yenilenmeliydi.

Almanlar ve İtalyanlar zaten kararlarını vermişlerdi. İngilizlerle birlikte Panavia Tornado uçağını seçmişlerdi.

Bu uçak çok gelişmiş, yüksek performanslı, çok amaçlı, her türlü havada görev yapabilen, çok yönlü ve dolayısıyla biraz pahalı bir uçaktı.

Diğer Avrupa ülkeleri, Norveç, Belçika ve Hollanda Tornado’nun bütçelerini zorlayacağı konusunda birleştiler.

İşte bu nedenlerden dolayı daha az maliyetli bir uçak aramaya başladılar.

Bu araştırma işte bizi "Asrın Satışı" denilen olaya getirdi.

Ortada 4 adet aday vardı, iki Amerikan ve iki Avrupa uçağı.

Avrupa’nın en rekabetçi ve önder şirketi Fransa’nın Dassault-Breguet, Mirage F1-E/M53,

Diğer Avrupa ülkeleri İsveç'in Saab-Scania JA-37 Viggen,

Amerika Birleşik Devletleri de Northrop F17 Cobra ve

General Dynamics de o zamanlar henüz adı konmamış F16 uçakları.

Uzun bir süre hiç bir devlet bir uçak üzerinde anlaşamadı.

Derken 1974'ün başlarında bu ülkeler aralarında anlaşarak alımlar için bir konsorsiyum kurmaya karar verdiler.

Bu işleri kolaylaştıracaktı.

Belçikalılar için Fransızlar dururken bir İsveç uçağı almak aykırı bir seçim olduğu kadar, Norveçliler için de İsveç uçağı dururken Fransız uçağı almak, o kadar saçma idi.

Aslında Avrupalı ya da Amerikan uçağı seçimi belli olmuş gibi idi ama asıl sorun, Avrupalıların tercih etmedikleri Amerikan F-16 yada F-17 uçakları için ABD'nin de pek sıcak bakmıyor olması idi. Pentagon bir türlü ikna olamamıştı.

Sonra BİR ŞEY oldu ve Pentagon, toplamda 650 adet F-16 ya da F-17 alacağını açıkladı.

Bu açıklamadan sonra işler hızlandı. Çok az bir zaman içerisinde çantalı kişiler ülkeleri ziyaret ettikçe, tercihler belirlenmeye başladı ve Ocak 1975'de Pentagon NATO’nun resmi uçağı olarak daha adı bile konmamış F-16 yı açıkladı.

Amerikan Hava Kuvvetleri, ilk aşamada 15 uçak siparişi verdi ve sonra bunu 8’e indirdi. Amerikan Deniz Kuvvetleri ise bu uçak ile işleri olmadığını bildirdi.

Aslında olan şey, Avrupa Katılımcı Grubu’nun (Belçika, Danimarka, Hollanda ve Norveç) uçağın Avrupa’daki kendi tesislerinde üretilmesi için yapılan anlaşmanın yürürlüğe girmesi idi. Hollanda Fokker’in Oost, Belçika SABCA’nın Gossellies, Norveç’in Kongsberg Vaapenfabrikk ve Danimarka’nın Terma A/S tesislerinde EPAF (European Participation Air Forces) için üretilecekti. EPAF Paris Hava Gösterilerinde 348 uçaklık bir anlaşma imzaladı. Belçika için 116, Danimarka için 58, Hollanda için 102 ve Norveç için 72 adet.

İlk örnek uçak 20 Ekim 1976’da fabrikadan çıktı ve 8 Aralık 1976’da ilk uçuşunu yaptı. F-16A modeli nihayet 7 Auğ 1978’de üretildi. Belçika ilk uçağı 15 Şub 1978’de aldı. Amerikan Hava Kuvvetlerince kabul edilen ilk uçağın tarihi ise 6 Ock 1979. Daha sonra bu üretim ağına 1980’lerin sonuna doğru Türkiye’de katıldı (TAI). Sonraları, yine teknolojiye paralel bu uçak gelişimlere ayak uydurdu yani uçarken yapımı ve gelişimi sürdü.

Bazı Avrupa ülkelerindeki politik değişim, F-16 nın da yüzünü değiştirdi.

Emperyalist bir görünüşten saldırgan bir sertliğe dönüştü ama bu dönüşümün uçağın performansına bir etkisi olmadı.

F-16 nın yeni G kabiliyeti, pilotun koltuğunun pozisyonunun değişmesine de neden oldu. Koltuk biraz geriye yatırıldı ki bu daha sonra boyun ağrılarına neden olacaktı.

Zaten değişiklik bununla kısıtlı kalmadı. Uçak daha üretim hattına konmadan, değişiklikler yapılmaya başlanmıştı.

Zaten bu değişim hala da sürmekte. Yoksa nasıl olur da 40 sene önce planları çizilen bir uçak, hala uçuyor olabilir? Neyse.

Hollandalılar geleneksel "Lövye" konumunu tercih ediyorlardı çünkü o hep orada idi ve bu durumdan şikayet eden hiç olmamıştı.

O dönemlerde Commodor oyunları daha yeni oynanmakta idi ve Joy-Stick, hiç eline levye almamış gençler için sorun olmayacak gibi görünmekteydi. Peki ya eskiler?

Yıllarca Levye kullanmış olan deneyimli pilotlar, bu yeniliği nasıl karşılayacak idiler? Evde çocukları ile Commodor oynayarak!

Navigasyon ve atış kontrol göstergesi için üç seçenek vardı. Elektronik Savaş ünitesi ise başlı başına bir karmaşa idi ki tarihi gelişimini başka bir yazımda anlatırım.

Sonuçta dünyanın en iyi uçağı değil, en iyi pazarlanabilen uçağı NATO standardı olarak kabul edildi.

Bu gün NATO uçağı olarak uçmakta olan F-16, aslında ABD Ordusunun bile tercihi değildi.

081104

NATO’ya Uçak Seçimi. F-35

 

ABD bu F-16 hikayesinden ders almıştı. Bu sefer F-35 üretimini önceden ortaklık kurarak devreye sokacaktı. Yani tüm sermayeyi kendisi yatırmayacak, üretime katılanlar sermaye koyacaklardı.

Sermaye sahipleri 3 sınıfa ayrıldı.

1. sınıfta $2.5 milyar ile Birleşik Krallık yer alır. Bu nerede ise tüm maliyetin %10 kadardır.>[Tabi planlanan! Maliyetin – şu an planlamanın %71 üzerine çıkılmış olup, %100’e varması beklenmektedir],

2. sınıfta $1 milyar ile İtalya ve $800 milyon ile Hollanda var.

3. sınıfta ise $195 milyon ile Türkiye; $160 milyon ile Kanada, $144 milyon ile Avustralya; $122 milyon ile Norveç ve $110 milyon ile Danimarka bulunmakta.

İsrael ve Singapur Güvenlik İşbirliği Ortağı olarak para yatırmadan (Security Cooperative Participants - SCP) katılacaklar.

Japonya ise tüm montajı kendisi yapmak üzere satın alacağını duyurdu.

Karar güzel ama sorunlar baş edilemez durumdadır.

F-16’nın yerini almasını planladıkları bu uçak, hiçbir denemeden geçememekteydi. En son yapılan İt Dalaşı F-16 karşısında F-35’in ne kadar aciz durumda kaldığını göstermişti. Üstelik F-16’da iki adet kanat altı ek yakıt üniteleri vardı, F-35’e ise çıplaktı. Ne yakıt ünitesi ne de silah yüklenmemişti.

Bütçe arttıkça teslim tarihleri de geriye ötelenmekte idi. Değişik amaçlı modelleri ile sanki birbirinden ayrı uçaklar olmaya doğru gitmekte idi. F-35A, 9 G dayanıklılığa göre üretilirken F-35B’nin 4,5 G olarak üretilmesi planlanmıştı. F-35, 2009’da ABD Deniz Kuvvetlerine ilk verilişinden sonra testleri geçemeyince 2014’de yeniden tasarım ile İnsansız Hava Aracı olarak kullanılmasının daha iyi olacağına karar vermiş ve çalışmalar yeniden başlamıştı.

Şu an için F-35 sipariş eden ülkeler Avustralya 72, Birleşik Krallık 48, İsrail 33, Hollanda 8, İtalya 6, Türkiye 6, Japonya 5, Norveç 4 uçak ile sıralanmaktalar. Halen planlama safhasında olduklarından ABD Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri henüz bir sipariş vermemişlerdir.

16 Kasım 1996 senesinde imzalan ortaklık senedinden 2014 senesine gelindiğinde program, bütçeyi $163 milyar aşmasına rağmen öngörülen sürenin 7 yıl gerisinde kalmış olması işlerin hiç de iyi gitmediğinin göstergesi.

Ayrıca yerini almasını planladıkları uçaklara göre F-35’in işletme giderleri %79 daha pahalı çıkmakta. Üretim masrafı ise diğerlerine göre %68 daha fazla tutmakta. Asıl önemli olan “görüş kaybı”. İkili savaşta yerini almasını düşündükleri uçaklara göre daha az görüş sahasına sahip olması, avlanmasını mümkün kılan bir eksiklik. Hele 52 saat süren “motor değişimi” şu an planlanan iki saat öngörüsü ile çok komik bir durum arzediyor. F-16 için “Joy-Stick” bir yenilik ve alışılması gereken bir durumdu. Şimdi F-35’e “dokunmatik ekran” konuluyor. Elbet bir savaş uçağında buna alışmak, tepki süresi ile ilintili olmalı. Deneme pilotları ise dokunmatik ekranı “geri kalmış” olarak tanımlıyorlar. 2014 Kasımında Çin’in ilan ettiği Ufuk Gözlemcisi (JY-26 Skywatch-U UHF 3-D long-range surveillance radar system) Uzun Mesafe Gözetim Radar Sistemi bu uçağın gizlenme kabiliyetini de sıfıra indirmiş durumda.

Görünen o’dur ki, artık Pilotsuz Savaş döneminde Pilotlu Savaş uçağı yapmak, sadece birilerine para kazandırır.

Asıl savaş Eğitimde yapılan, yapılacak olan savaştır.

Sevgiler

www.servetbasol.com

[email protected]

NATO’ya Uçak Seçimi

Yorumlar

Gelecek ~ 9 yıl önce
Insansiz savas ucaklarinin

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Gec ~ 9 yıl önce
Gelecek insansiz hava araclari yani drone larda. Insanli savas ucaklari donemi bitmistir, gerisi hikaye..

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Bitmediniz ~ 9 yıl önce
F35 ucaklari hakkinda yazilan ve dayanaksiz yazilardan biri daha! Yahu bu ucak bir front fighter degil ,intercepter degil, airsuperiority ucagi degil.multirole olarak gecsede bir bombarduman ucagi.amaci stealth ozelligi sayesinde dusman derinliklerine dalip iyi korunan hedeflere saldirmak. Yani ustadim f 35 in eurofighter gibi cevik olmasina 2mach hiza cikmasina gerek yok bunun icin tasarlanilmamis ki! Gorus konusuna gelince pilotun butun farkindaligi sensorler tarafindan saglaniyor an-apg 81 radari 250 km uzaktaki bir Hava aracini yada yerdeki hedefi takip edebiliyor. Cinlilerin radari konusundaki net tespitiniz ise cok iddali ,teyyide muhtac. Dolayisiyla yaziniz teknik bilgiden uzak yuzelsel olmus bir duayene yakismamis.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Bir bilen ~ 9 yıl önce
Nasil oluyor da f16 ureticisi sirket avrupada bazi ulkelerin ucak alim sorumlularuna milyon dolar rusvet verildigini acikladigu halde ve bazi ulkeler bu kisileri yargi karsisina cikardigi halde ve bu f16 ureticisi sirket Turkiyeninde rusvet verilen ulkeler arasinda oldugunu soyledigi halde turkiyede kimse yargi karsisina cikmadi .amerilada yayinlanan bir dergu dunyanin en zengin generalleri arasinda ki isim kim ? Biraz arastirilinca cikar.cift motorlu ucak dururken tek motoru bozuldugunda dusen f 16ya bizi kim mahkum etti ölen turk pilotlarin sorumlusu kim

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000