Ali KIDIK
Ali KIDIK [email protected]

Bir zamanlar THY vardı!

Bana diyorlar ki “bütün dünyada havayolu şirketleri zarar ediyor, kapanıyor, işçi çıkartılıyor, iflaslar yaşanıyor, THY’nin de 5 milyar 203 milyon TL zarar etmesi normal”. Ben de diyorum ki akılsız kafanın taban çeker yorgunluğunu. Bu gidişle THY “Bir varmış bir yokmuş” hikayesine dönecek.

THY çalışanlarından yüzde 10 kesinti zırvası…

Türk Hava Yolları çalışanları arasında bir fısıltı, bir söylenti aldı başını gidiyor. Nereden nasıl çıktı, kim, hangi yönetici ağzından böyle bir söz kaçırdı bilinmez ama yüzde 50’lilik, yüzde 35’lik kesintilerden sonra şimdide tüm çalışanlardan yüzde 10 kesinti yapılacağı ifade ediliyor. Kıyamet kopar.

Kitabın ortasından konuşsan ne olur!

Geçen haftanın bombası üzerine yorum yapma durumu hasıl oldu. İki önemli konu ve ikisi de belli çevrelerce yönlendirilen, planlanan hadisedir. Kanaatimi yazıyorum. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın DHMİ’ye devredilmesi konusunun arkasından İGA çıkarsa şaşmayın.

Özel sektörü öldürün THY yaşasın…

Farkında mısınız bilmiyorum ama Türk Sivil Havacılığı sadece THY’den ibaretmiş gibi davranılıyor. Varsa yoksa THY. Kurtarılmak istenen THY, para kaynağı sağlanılmak istenen THY. Diğerleri sahipsiz. Batsalar da, çıksalar da kimsenin umurunda değil.

Havacılık hayalete doğru…

Geçen hafta bir vesile ile İstanbul Havalimanı’na gittim. Her yer brandalarla kapanmış, yolcu geliş salonundaki dükkanlar kapanmış ya da kapatılmış.

THY’ye Varlık Fonu mu Yokluk Fonu mu?

Yapma Hamdi bey. Biz sizi “Var mısın yok musun” yarışmasının gizemli banka müdürü sanıyorduk. Bi ara da fırıncılık falan yapmıştınız. Neyinize gerek THY ile ilgili açıklama yapmak. Varlık Fonu falan sizin bilebileceğiniz şeyler değil. Hem THY güçlüdür, başında da güçlü bir irade var!

Neresinden bakarsan bak!

Evet, neresinden bakarsak bakalım çöküş hızlandı. Ne yapılırsa yapılsın önüne geçilemiyor, çare bulunamıyor. Bir yandan pandemi sürecinin ikinci dalgası gelecek endişesi, diğer yandan şirketleri kurtarma çabası. En önemlisi de çalışanların her geçen gün daha da zorlaşan geçim derdi.

Yok mu doğru söyleyecek!

Şirketi zarar uğratanların el üstünde tutulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Son örneği Almanya THY ofislerinden. Her şey su yüzüne çıkmış ama işin ucundan tutan yok aksine işi savsaklayan var. Müdüründen şefine, hukuk müşavirinden şahidine kadar hepsi batan gemiden nemalanma peşinde.

Kral İlker sana kim güvenir ki?

“THY çalışanları nefes alacak” dedik, “sendika anlaşması kurumu da rahatlatacak” dedik, “kredi bulabilir THY” dedik. Dedik demesine de THY’nin personele güvensizliği hortladı. Çalışanın önüne idam fermanı konuldu. THY Teknik’te ise işler arapsaçı. Ölüm-sıtma tercihi arasında bırakılıyor insanlar.

Tüm sektör ve çalışanları adına haykırıyorum…

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu sessiz ve kanımca daha sektörü bile tanıyamadı. Sivil Havacılık Genel Müdürü Bahri Kesici ununu eledi, eleğini astı, emekli olacağı günü bekliyor. DHMİ Genel Müdürü Hüseyin Keskin suya sabuna dokunmuyor. Ne olacak bu sektörün ve çalışanlarının hali diye soran yok kafa yoran da yok.

THY’de rüzgar nasıl esecek? Ebubekir Akgül’ün yalanı…

Türk Hava Yolları çalışanlarının yüreğine su serpecek hamle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hamlesi ile geldi. İyi de oldu. Yoksa THY yöneticilerine kalsa idi İlker Aycı, Abdülkerim Çay ve Ebubekir Akgül üçgeninde top sektirmekten başka bir şey yapılmazdı.

THY yönetiminin tazminat oyunu! İnce hesaplar…

THY çalışanları bir yandan işi kaybetmeme diğer yandan haklarını koruma derdinde bir başka cephede ise gelecek kaygısı ile savaş verme durumunda kalıyor. Hak arayan ise düşman ilan ediliyor. O yüzden çalışanlar mecburen üç maymunu oynayıp “duymadım, görmedim, bilmiyorum” oyunu oynanıyor.

THY’de sendikasızlar günahkar mı oldu?

Bangır bangır bağırmadın mı “işten çıkartma yok” diye. Borazan medyanız aracılığı ile, kuşlara uçma yollarını tavsiye eden gazeteci kisvesindeki yazarlarınız, televizyoncularınız aracılığı ile kamuoyunu ve çalışanları yanıltmadınız mı? Şimdi siz “işten çıkartmıyoruz, ücretsiz izine çıkartıyoruz” dersiniz de biz de yeriz.

THY fokurdayan kazan. Peki, içinde kimler pişiyor…

Açıkçası THY yazmaktan gına geldi. Ne var ki havacılığımızın kanayan yarası, çalışanların umut kapısı, herkesin göz ağrısı THY. Maalesef kazan kaynıyor, olan hep çalışana oluyor ve kaynayan kazanın içinde hep çalışanlar pişiyor.

İlker Aycı’dan kedi fare oyunu…

Kedi fare oyunu nedir? Güçlünün güçsüze karşı istediği gibi davranmasıdır. THY yönetim kurulu başkanı İlker Aycı da sendikaya karşı ve dolayısıyla çalışanlara karşı tıpkı bu oyunu oynuyor. Ama bilmiyor ki asıl güçlü çalışandır.

Atatürk Havalimanı İstanbul Havalimanı

Hep tartışıyoruz, hep öneri sunuyoruz, kimimiz satıldı kimimiz satılmadı, kimimiz üniversite olsun kimimiz eğlence merkezi. Ama elle tutulur tek şey şu var. Atatürk Havalimanı bir pandemi hastanesinin esiri şu haliyle. Benim önerim tamamen yerli bir öneri olacak.

TGS İkramlarla gönderiyor…

Şu pandemi herkesi ve her kesimi mağdur etti. Çalışanları, şirketleri, devletleri, milletleri hep zora soktu. En çokta devletten zengin olmayan çalışanları kaderi ile baş başa bıraktı. Havacılık sektörü bu sektörlerden biri. THY çalışanları İŞKUR ödeneğini bile alamazken, TGS ikramiye anlaşmasına yanaşmayanları işten çıkartmaya başladı.

THY için yazdıklarımız “muhalefet mi eleştiri mi”?

Türk Hava Yolları veya iktidar kontrolü altında olan kurumlar ile ilgili eleştirilerimizi “muhalefet” olarak adlandırmak tam da bu adlandırmayı yapanlara yakışacak madalyadır. Oysa biz ne işimizi inancımızla ne de eleştirimizi siyasal görüşle birbirine bağlamadık.

THY Pilotundan gelen mektup “Amele değiliz”

Türk Hava Yolları pilotlarından bir mektup geldim. Mektubu aynen yayınlıyorum. Öyle kendi kendimize mektup yazan müptezellerden değiliz. Alın mektup dediğin böyle olur. Pilotlar “Amele değiliz” diyorlar. Doğru mu doğru.

THY ekiplerinin ücretsiz izin meselesi…

Ha bire troller tarafından eleştiri yağmuruna tutuluyoruz. Neymiş efendim, THY başka şirket yok muymuş, milli şirkete zarar veriyor muşuz. Arkadaşlar THY havacılığın yüzde kaçını kapsıyor biliyor musunuz? Durun size açıklayalım.

İlker Aycı… Çok Alaycı…

Çok ama çok şey var yazılacak ama frenliyoruz kendi kendimizi. Geçen hafta bir dolu haber okudunuz THY ile alakalı. Müdür atamalarından, Aycı soyadlı bir kişinin THY’ye medikal ürün satışına kadar. Bu arada İstanbul Havalimanı’ndaki anket tam can sıkıcı.

Pandemik Pilotlar… DHMİ suç işliyor…

İki konuya ayırdım bu haftaki yazımı. Birincisi pandemi döneminde şirketlerin içinde bulunduğu durumdan ötürü mali çıkış arayışı. İkincisi DHMİ’nin yargılanacak, hesap verecek yöneticilerine dair.

Hostes hanımdan, hemşire hanıma…

Evet, gerçeklerle yüzleşmeye başladık. Bizim gerçeklerimiz, vurgulamaya çalıştığımız gerçekler havacılık gerçekleri. O halde bizden duymaya alışık olduğunuz gerçekleri yine duyacaksınız, hep duyacaksınız.

THY yönetiminde 5 bin kişilik liste…

Pandemi döneminde havacılığımız onarılamaz yara aldı. Yıllara yayılacak onarım süreci, ikinci dalga pandemik sürecin gelmesi durumunda daha da uzayacak ve bu kez onarılamaz bir hal alacak diye düşünüyorum.

DHMİ’nin pandemi görevleri…

Havada uçak görmeyeli uzun süre oldu. Bir süre daha böyle olacak gibi görünüyor. Ancak “böyle gitmeyecek” deyip geleceğe dönük planları şimdiden yapmak zorundayız. Eminim Korona bize çokça ders almamızı sağlayacak veri verdi. O halde hem havacılığın hem de ülkemizin çıkarları doğrultusuna düşünüp hareket etme zamanı geldi.